ANADOLU’DA ÖLMÜŞ İNSANLAR İÇİN KESİLEN SİN KURBANININ ESKİ TÜRK İNANCIYLA İLGİSİ THE INTEREST OF THE SİN SACRIFICE, WHICH WAS SACRIFICED FOR DEAD PEOPLE IN ANATOLIA, WITH THE OLD TURK BELIEF

Main Article Content

CİHAD CİHAN
Sorumlu Yazar / https://ror.org/03a1crh56
Atıf: Cihan, CİHAD. "ANADOLU’DA ÖLMÜŞ İNSANLAR İÇİN KESİLEN SİN KURBANININ ESKİ TÜRK İNANCIYLA İLGİSİ". TÜRK KÜLTÜRÜ VE HACI BEKTAŞ VELİ ARAŞTIRMA DERGİSİ / (): . .

Zotero Mendeley EN EndNote

Özet

Anadolu’nun farklı yörelerinde hem Sünni hem de Alevi Türk topluluklarında ölen kişiler için sin kurbanı adıyla, ölüm günü ve ölüm sonrası farklı dönemlerde bir hayvan kurban edilmektedir. Bu makalenin konusu günümüzde Anadolu’nun bazı yörelerinde ölmüş kimseler için kesilen sin kurbanının kökenidir. Çalışmada ileri sürülen tez, Anadolu’da Müslüman Türk topluluklarınca ölmüş insanlar için kesilen sin kurbanının kökeninin İslam öncesi Türklerdeki ruh ve ölüm inancıyla ilgili olduğudur. İslam dininde karşılığı olmayan bu kurbanın mezhep farklılığına rağmen ortak uygulanması İslam öncesi inançlarla ilgili olduğuna işaret etmektedir. Bu bulgudan hareketle kültürel kökene inme, yani tümevarım yöntemi uygulanmıştır. Bu yöntem esas alınırken ruh, ölüm, mezar, mezar taşı ve kurban arasındaki kültürel bağlantı göz önünde tutulmuştur. Etimolojik bilgilerden hareketle yapılan yoruma göre sin kelimesi insanda bulunduğuna inanılan ruhlardan sün-süne, sür ruhu ile ilişkili olabilir. Varılan çıkarımlara göre bu kurbanın kökeni eski Türklerdeki atalar kültüne dayanmaktadır. Bu külte göre ölen kişinin ruhu belli bir süre bu dünya ile ilişkisini sürdürmektedir. Dolayısıyla ölüm vuku bulduğunda yapılan yoğ ve anma törenlerinde kesilen kurbanlar bu ruh ve ölüm anlayışıyla bağlantılıdır. Netice olarak İslam öncesi dönemde Türkler arasında zaten mevcut olan ölünün ruhuna kurban sunma geleneği din değişimi sonrası İslami motifler kazanarak varlığını sürdürmüştür.
Anahtar Kelimeler: Tarih, Sin Kurbanı, Anadolu, Sünni ve Alevi Türkler, Eski Türk İnancı, Ruh ve Ölüm, Sin Taşı.

Article Details