Alevilik Bektaşilikteki Tavşan İnancının Mitolojik Kökenleri Üzerine

Main Article Content

Pervin Ergun
Atıf: Ergun, Pervin. "Alevilik Bektaşilikteki Tavşan İnancının Mitolojik Kökenleri Üzerine". TÜRK KÜLTÜRÜ VE HACI BEKTAŞ VELİ ARAŞTIRMA DERGİSİ / (): . .

Zotero Mendeley EN EndNote

Özet

Bu makalede, Türk kültüründe özelde de Alevi-Bektaşi geleneğinde tabu olmuş tavşanalgısının mitolojik geçmişi araştırılacak, Türk kültür tarihinde ve coğrafyasındaki paralellikler,karşılaştırmalı betimsel analiz yöntemiyle incelenecektir.Alevi-Bektaşilerin tavşan eti yememesi ve bunun sebebi olarak icat edilen gerekçeler tavşanınTürk mitolojik düşüncesindeki yerini çözmemekle birlikte ipuçları vermektedir. İleri sürülengerekçeler, eski inançların yeni dine adapte olmasından başka bir şey değildir. Satuk BuğraHan’a atfedilen efsane, yeni din ile eski inançlar içindeki tavşanın ilk çarpışması ve zaferigibi görünmektedir. Tarih boyunca hükümdarlık asalarında ve Türk Müslümanlığının ilkdönem bazı cami süslemelerinde tavşan motifine yer verilmesi, mücadelenin devam ettiğiningöstergesidir. Günümüzde ise bu mücadele tavşanın aleyhine işlemiş ve Türk düşüncesindetavşanın mitolojik yönü silinmeye yüz tutmuştur.12 hayvanlı Türk takviminde tavşana da yer verilmesi, bazı Türk boylarında aileninkoruyucusu olarak görülerek kutsallık atfedilmesi, töz/asıl-kök-menşe olarak kullanılması;İskitlerde savaşı durdururken, Kamlar kötü ruhlarla mücadele ederken, avcılar ava çıkarken,bebeklerin doğumunda oynadıkları rol, tavşanın mitolojik karakterini ortaya çıkarmaktadır.Yaratılan ilk insanı anlatan Er Sogotoh ve diğer bazı mitolojik karakterli destanlarda yeralması; yaratılıp yeryüzüne gönderilen ilk kadın, çocukların ve kadınların koruyucusu Umayve Ayısıt gibi ruhlarla birlikte rol üstlenmesi, inancın derinliğini gözler önüne sermektedir.Alevilerde tavşan ile ilgili dönüşüm, başka kılığa girme motifi, bütün Türk dünyasındaoldukça geniş bir anlatı yelpazesi olarak yaşamaktadır. Bu da göstermektedir ki Alevi-Bektaşigelenek ve inançları Türk dünyası ile daha fazla yakınlık içindedir. Bazen bu yakınlık zıtlıklarada dönüşebilmektedir. Kuyruğu, kafası, ayakları, pençesi, postu, kulağı, göğüs kafesi kemiği,burnu bazen de kendisi hayatın her safhası ile ilgili ritüellerde rol sahibi olmuştur. Tanrı’nınçocuk, bereket, yağmur, ateş, av vb. gibi kut gerektiren rollerle görevlendirdiği iyeler (Umay,Yajıl-Kan, Bulut-Kan, Dyaik/Cayık, Ot/Ateş Ene, Ayısıt, Ermen-Kan) ve ilk atayı sembolizeeden Hozan/Kozan/ata-kişi tavşan ile sembolize edilmiştir. Bu yüzden evde yemeğiniyapan kadınlar, ebeler, hastalık ve kötü ruhlarla mücadele eden kamlar ve avcılar tarafındanuygulanan ritüellerde eski inancın izleri daha net seçilmektedir. Bu tür kuttörenlerde tavşanhem nesne olarak (tef, tokmak, yelpaze, takı, tuğ vb.) hem de kutlu sözlerde yer almaktadır.Kutlu ruhların sembolü olarak tavşana ızıh/kurban sunulmaktadır.Tavşan, bugün Alevi-Bektaşi toplumunda farklı algılanmakla birlikte bunun kökenindeeski inançlar yatmaktadır. O, beyaz rengi ile Tanrı mekânı sembolü olmaya; hem toprakaltında hem de üstünde yaşadığı için yer-su sembolü olmaya Türk düşüncesi içinde uygunbulunmuştur.Anahtar Kelimeler: Alevilik-Bektaşilik, Türk mitolojisi, tavşan-töz, Umay, Ayısıt, kam.

Article Details